Trende Olgun Çiftle Sikiş!

Ben İzmirden Kaan. Oldukça yakışıkl ı,kültürlü birisiyim. İşim gereği sık sık seyahatettiğim için gündelik yaşantımın çoğuyollarda geçiyor. Ankaradaki işimi bitiripİstanbula gitmek istedim. Yorgun bir şekildetam otelime geri dömeyi düşündüğüm sıradaaklıma tren geldi. Hemen Gara gidip birİstanbul bileti ayarladım. Gerçi trende dekalabalık durumu pek farklı değildi, amaidare edecektim…Neyse saatim gelip hareket ettiğimizde birsüre koridorlarda gezindim. Derken trendegezinen bir görevli, “Akş am yemeği!” diyebağırarak vagonun içinde ilerlemeyebaşlamıştı. Trende bir restoran olduğunu ogüne kadar hiç bilmiyordum. Zaten pektrenlerle işim de olmamıştı. Yavaş yavaşrestoranın olduğu vagona ilerleyerek boş birmasaya oturdum. Fazla kalabalık ta değildizaten. Kendime yiyecek birşeyler ve birtane de bira söyleyip yemeğime başladığımda,tam çaprazımdaki masada orta yaşlarda birçiftin oturduğunu farkettim. Adamın arkasıbana dönük, kadınsa yüzü bana dönükşekilde oturuyorlardı. Önlerinde bira vardı.Hafiften kadını süzmeye başladığımda,kadının da bir an bana baktığını farkettim.Başımı öne eğ dim , fakat kadının küt kesilmişkumral saçları, ojeli tırnakları ve masanınaltından çok güzel görünen mini eteğindenfırlamış sütun gibi bacaklarına bakmadanyapamıyordum.Ara ara kaçamak bakışlarla bacaklarınabakarken, ikinci kez yakalanmıştım. Neyapacağımı bilmez bir vaziyette şaşkın şaşkınbakınırken, kadının hafif gülümsediğinifarkettim. Kadının bana doğ ru gülümsediğinigören kocası da arkasını dönüp bana baktı.Ben ‘eyvah şimdi hapı yuttuk’ diyedüşünürken, beyefendi son derece olgun venazik bir tavırla gülümseyerek başıyla hafifbir şekilde selam verdi. Ben yine şaşkın birvaziyette selamını aldıktan sonra bunlartekrar aralarında konuş maya başladı…Ben ikinci biramı söyleyip içmeyebaşladığımda sigaramın bittiğini farkettim.Az sonra tren büfelerin olduğu bir istasyondadurduğunda ben aceleyle sigara almak içinkapıya fırladım. Büfeye varıp sigaramı alıparkamı döndüğümde, az önce banagülümseyen beyefendiyle göz göze geldim.“Ben de bir sigara alayım, bu yol sigarasızbitmez!” dedi. Ben de, “Haklısınız!” deyiptrene doğ ru yöneldiğimde, bu beyefendi,“İsterseniz masamıza buyrun, birlikteiçelim.” diye omuzumdan seslenmişti.“Tabi ki, neden olmasın, teşekkür ederim.”deyip, onun da sigarasını almasınıbekleyerek tekrar yerimize geçmiştik. Benmasadaki biramı alıp onların masasınayöneldiğimde kadın yanındaki sandalyeyiaçıp, “Buyrun!” dedi. “İyi akşamlar, rahatsızetmiyorumdur umarım?” diyerek masalarınaçöktüm…Kısa bir hoşbeşten sonra tanıştık. Benkendimi tanıtt ım, onlar da kendilerini. Yelda34 yaşında, insan kaynakları müdürlüğüyapan bir han ımdı. Kocası Hasan ise 36yaşında, kendi şirketi olan bir beydi. Hoş beşderken muhabbetimiz epey ilerlemiş,memleket meselelerinden girip, kadın erkekilişkilerinden çıkmıştık. Bu arada benim 5.biramda bitmek üzereydi. Biralarımızbittiğinde, “Kalkalım…” denildi. Bana hangivagonda kaldığımı sordular. Ben sondakikada trene yetiştiğimi ve yataklı birvagonda yer bulamadığımı, bulduğum boş biryerde kestireceğimi söylediğimde,Yelda han ım, “Olurmu hiç öyle şey? Yabulamazsanız?” dedi. Kocası Hasan bey deaynı şekilde, “Öyle boş yer aramakla olmaz,gelin bizim kompartımanda kalın. Zaten 4yatak var. Biz 2 kişiyiz!” dedi. Ben davetleriiçin teşekkür edip, “Sizi rahatsız etmekistemem…” diye mırın kırın ederken, Yeldakolumdan tutup, içkinin de vermiş olduğurahatlıkla, “Hadii, nazlanmayın!” diyerekbeni tuttuğu gibi doğ ru kompartımanlarınagötürdü.Kompartımana vardığımızda Hasan bey üstkattaki yatağı açıp, “Uyumak istersenizuyuyabilirsiniz, biz Yelda ile bu seyahatlerdepek uyuyamayız, çantamızda bir şişe viskivar, çıkartıp devam ederiz!” dedi. Ben dehenüz uykum olmadığını, ki olsa biletanımadığım insanların yanında uyumayıaklımdan bile geçirmediğim için, onlara eşlikedebileceğimi söyledim. “Tabii ki!” deyipviskiyi açmışlardı bile. Plastik bardaklarlaviski içip, ortaya açtıkları fındık, badem veçikolatadan yeyip sohbet ediyorduk. Hasanlaben aynı koltuğa yanyana, Yelda ise tamkarşımıza oturmuştu. Oturduğunda omuhteş em bacakları müthiş bir şekildekarşımdaydı. Hasanın yanımda olmasının vegözlerimi göremiyeceğinin rahatlığı ile araara Yeldanın bacaklarına bakıyor, o bacaklarıokşayabilmek için türlü hayaller kuruyordumki, Yelda bunun farkına varmış olacak, biranda, “Aman Hasannn, bu bizim misafir depek mahçup canım. İ ki saattir gizli gizlibacaklarıma bakmaya çalışıyor!” demesinmi!Ben buz kesmiş ne yapacağımı bilmez birhalde düşünürken, Hasanın çok komikmişgibi bir kahkaha atmasıyla iyice şaşkınadönmüştüm. Bu kahkahalara Yelda dakatılınca bu işin keyiflenmeye başladığınıyeni yeni farkettim. Hasan bir an dizime birşaplak atıp, “Dostum çekinmene gerek yok,rahatça izleyebilirsin Yeldayı!” dediğindebenim şaşkınlık iyice tavan yapmıştı. Yeldaise bu muhabbetin ve içkinin verdiğigevşeklikle bacaklarını iki yana iyice açmışve “Bak canikom , iyice bak! Hatta bakmaklakalma, gel biraz okşa!” dedi. Gördüğümmanzara karşısında etkilendiğimiçin sikim taş gibi olmuş, kumaş pantolonuniçinde saklanamaz bir hale gelmişti. Hasanbir an elini uzatıp pantolonumun üzerindenbenim sikimi avuçlayıp, Yeldaya, “Ohoosenin mahçup misafir kaldırmış, beni bilesikecek nerdeyse!” deyiverdi. Bu lafınüzerine hepimiz gülmeye başlamıştık…İçkileri yudumladıkça yanıyor, muhabbetintesiriyle terliyor, içerininde sıcaklığıyla iyicebunalmaya başlıyorduk ki, Yelda, “Üff ammada sıcak oldu, soyunalım biraz!” diyerekayağa fırlayıp üzerinde ne varsa bir çırpıdaçıkarıp attı. Hemen arkasından kocası dakalkıp ne var ne yoksa çıkarmıştı. Kocası sonanda külodunu indirdiğinde kalkmış sikinigörmüştüm. 13-14 cm civarlarında, büyüksayılmayan bir aleti vardı. Yeldanınsagöğüsleri taş gibi dimdikti. Amcığı yenitraşlanmış, pürüzsüz bir şekilde sikilmeyibekliyordu. Bana, “Hadii, sen de soyun,yanmadın mı halen?” diyerek elimden tutupayağa kaldırarak, ikisi birlikte neyim varsabir çırpıda çıkartmışlardı. Taş gibi olmuş 17cm lik aletimin boxerımdan fırlayışınıgördüklerinde ikisi de birden “Üfff!”çekmişlerdi…Yelda dayanamayıp hemen önüme eğilipsikimi ağzına alarak yalamaya başlamıştıbile. Hasan ise heyecanla Yeldaya bakıpkendi sikini okşuyor, “Tatlım birazda banabırak!” diyordu. O an anladım ki Hasanın dayaraklara karşı zaafı vardı. Yelda ise, “Böyletatlı bir siki sana bırakırmıyım hiç!” diyegülüyor, bir yandan da sikimi yalamayaemmeye devam ediyordu. Bense iki saattiriçmenin uyuşukluğuyla ellerimi karşıdaki üstkat yatağa dayamış vaziyette Yeldanınyalamasını seyrediyordum…5 dakika yaladıktan sonra Hasana dönüp,“Gel canikom , gel sen de mahrum kalma bugüzel sikten, gel yala!” demişti. Bunu duyanHasan da hemen karısının yanına çömelipsikimi bir birisi bir diğeri iştaha yalamayabaşlamışlardı. Ben daha fazladayanamayacağımı, patlamak üzereolduğumu söyledim. Yelda, “Patla aşkım,ikimizin de ağzına patla, ılık ılık spermlerinibize yalat!” diyordu ki , ben bir anda gürülgürül fışkırmaya başladım Yeldanın ağzına.Yelda bir kocasının ağzına bir kendi ağzınasokup çıkartıyordu sikimi. Bense zevktendelirmiş vaziyetteydim. Taşgibi sikim boşalmama rağmen haleninmemişti. Her boşalmadan sonra inensikimin halen inmemiş olması benişaşırtmıştı doğrusu…Bunu gören Yelda hemen beni yatağa itipsikimin üstüne oturmuştu bile. Yarağımınüzerinde zıplarken, bir taraftan da kocasınınarkasına geçmesini istiyordu. Anladığımkadarıyla ‘tost arası kaşar’ olmak için canatıyordu. Kocası arkasına geçip Yeldanıngötüne köklediğinde, Yelda zevkten delirmişhalde, çıldırırcasına boşalıyor, titriyor, “Sikinbeni!” diye bağırıyordu. Bu manzaranıngüzelliğine daha fazla dayanamayarakYeldanın amına ikinci patlamamıgerçekleştirmiştim bile. Sıcacık döllerin içineakmasıyla iyice mest olan Yelda tekrar tekrarboşalıyor, kaskatı olup, sikimi koparırcasınasıkıyordu. Çok geçmeden Hasan da karısınıngötüne attırıp kalkmıştı…Üçümüz de terden sırılsıklam olmuştuk, amaYeldanın doymadığı belliydi. Zaten isterik birhali vardı. Ortamıza oturup, iki eliylesiklerimizi oynuyor, bir kocasınınkini, birbenimkini sırayla yalıyordu. Çok geçmedensiklerimiz kalkmaya başlamıştı bile. Bu defabenim arkasına geçmemi, ama kendisiniayakta sikmemizi istiyordu. Yeldayı aramızaalıp, kocası amına, bense götüne bastırmayabaşlamıştık. Benim sikimi biraz zor da olsa,‘Ahh Ohh’ sesleri içinde almıştı.İ kimizin arasında hoplata zıplata 15 dakikakadar siktik Yeldayı. Ellerimiz de boşdurmuyor, göğüslerini kalçalarını sıkıpokşuyor, dudaklarını ve boynunu yalayıpısırıyorduk. Yelda kaçıncı boşalmasını yaşadıbilemiyorum, ama ben üçüncüyü suratınaboşaltmak istediğimi kulağına söylediğimdehemen yere atlayıp sikimi ağzına kapmıştıbile. Ben büyük bir zevkle fışkıracağımda,çıkartıp hepsini yüzüne, dudaklarınafışkırtmıştı. Benden sonra kocası Hasan dakarısının göğüslerine patlamıştı.Yorgunluktan bitkin vaziyette koltuklara zorattık kendimizi.Muhteş em bir yolculuk geçirmiştim.İstanbulda inerken teşekkür ediptelefonlarını verdiler ve evlerine davetettiler. Tabii ki onları evlerinde de ziyaretegideceğim…[Kaan]

Bir cevap yazın