İnsan hayatta her zaman istediklerine ulaşamıyor. Bazen yarısına bile ulaşmak yetiyor. Benim hıyar babam beni hayata hazırlarken bu gibi benzer laflar etti. Sonra da yeterince para kazanamadığından dem vurup, beni okuldan aldı. Ben de onun dolduruşundayım ya, okumayıp birden hayata atılacağım, ilerde bir Koç, bir Sabancı olacağım. Onlar da sıfırdan gelmiş ya… Yarısını elde etsem bile bana yetecek.17 yaşında orta ikiden terk olmanın hayatta bir bok etmediğini açıkça anladığım zaman artık geri dönecek vaktim yoktu. Bir sürü işe girip çıktım. Seyyar satıcılık, tezgahtarlık, tornacılık, araba tamirciliği. Sonunda pazarlamacılıkta karar kıldım. Ayıptır söylemesi biraz yakışıklıyım galiba. Sokağa çıktığım zaman karılardan bayağı kesik yerim. Şimdiye kadar karı konusunda da pek zorluk çekmedim, işim genellikle kadınlarla olduğu için fazla zorluk çekmiyorum. En zoru kapıyı açtırmak. Ondan sonra bir iki iltifat edersin yumuşarlar. Malı gösterirken evi biraz översin, yaşını sorup tabi punduna getireceksin. Hıyar gibi direkt sorarsan tam tersi etki yaratır hiç yaşını göstermediği konusunda iltifat edeceksin. Elindeki maldan çok, sana dikkat ederse malı kakaladın demektir. Senetleri imzaladıktan sonra da elinden geldiğince hızlı topuklayıp kaçacaksın. Hani sikip kaçmak derler ya, tam öyle yapacaksın. Eğer bir uyanırsa bir saat malı geri alman için zırlar dururlar. Bizim meslek tabanvaya dayanır. Yürü babam yürü. Ama ne yalan söyleyeyim öbürlerinden daha iyi. Ayda elime net 150-200 milyon geçiyor. Diplomanda ilkokul mezunu yazacak da bu parayı kazanacaksın, kolay değil. Üstelik arasıra başka mesleklere kolay kolay nasip olmayan bir şeyde bulabilirsin, kolay kadın…Dullar, evde kalmışlar, uzun zamandır sik bulamayıp azmış hatunlar. Artık insan sarrafı olmanın verdiği içgüdüyle böyle bir hatuna rastladığım zaman anında anlarım. Antenlerimi yukarı dikip yayın var mı diye bakarım. En baba anten de sikimdir. Beni hiç yanıltmadı. Eğer bir kadının yanında kalkarsa anlarım ki o kadın hazır. Anında yazılırım.Böyle zamanlarda işi falan sikime takmam. Ama genellikle siktiğim kadınlar en ucuzundan da olsa bir şeyler alırlar. Bunun yanında prensiplerim vardır. Bir siktiğim kadını bir daha kolay kolay sikmem. Aynı adrese iki kere gitmek uğursuzluk getirir. Yine bir gün çanağı, tencereyi toplamış, ev ev dolaşıyordum. Apartmana girdiğimde en üst kata çıkar, aşağı doğru inerim. En üst kata çıktığımda kapının çelik kapı olduğunu gördüm. Belli ki tuzu kuru birileri oturuyordu. Razı edebilirsem malı satmak diye bir problemim kalmazdı. Zile bastım. Kapıyı 25-26 yaşlarında bir kadın açtı. Direkt gözlerime bakıyordu. Her kadın erkeğin gözlerine dik dik bakmaz. Böylesine, istediğinizi kabul ettirmek çok zordur. Keser atar. Konuya nasıl gireceğimi düşünürken o konuştu ve çelik tencere satıp satmadığımı sordu. Ben de bunun için geldiğimi, istiyorsa çeşitlerimizi gösterebileceğimi söyledim.Beni içeri buyur etti. Garip bir şekilde tırsmıştım. Çünkü standart müşteri sizi içeri alana kadar ananızdan emdiğiniz süt burnunuzdan gelir. Neyse, içeri girdik. Ben kolumun altındaki büyük çantayı indirerek açtım ve çeşitleri göstermeye başladım, ilgileniyormuş gibi yapmakla birlikte kafasının başka bir yerde olduğu belliydi, içlerinden birini göstererek “şunu denemek istiyorum” dedi. Malları denetmediğimizi, yıkama sırasında çizilme gibi problemler yaşandığını söylemeye çalıştım ama “denetmeyeceksen topla git” dedi. Aslında toplanır giderdim ama içimden bir ses kalmamı söylüyordu. Deneme için mutfağa geçtik, iki yumurta alarak tavaya biraz yağ koydu ve kırdı. Yumurtalar pişince “pekala” dedi. “Bunu alıyorum”.Derin, yemyeşil gözleri vardı. Biraz sonra azar işitebileceğimi biliyordum ama kendimi onun gözlerine bakmaktan alamıyordum. Senetleri imzaladıktan sonra suratıma dik dik bakarak “ne o, sikmek mi istiyorsun?” dedi. Öyle şaşırmıştım ki ağzım bir karış açık kalmıştı. Yandan düğmeli eteğini açarak eline aldı ve kilolunu indirerek “beni yala” dedi. Hayatımda böyle acaip bir şeye rastlamamıştım. Önünde diz çöktüm. Siyah, kıvır kıvır kılların arasındaki dudaklar gözlerimi bir mıknatıs gibi çekiyordu. Hafifçe dizlerini kırarak amini dudaklarıma değdirdi. Amından keskin, sarhoş edici bir koku geliyordu.Dilimi etli dudaklara değdirmeye başladım. Her dil atışımda biraz daha tahrik oluyor, dudaklara kan doluyor, kabarıp hayat kazanmaya başlıyorlardı. Daha önce am dudakları bu kadar büyük bir kadınla hiç karşılaşmamıştım. Kalçalarını döndürmeye başlamış, elleriyle göğüslerini yoğuruyordu. Üzerindeki kazağı çıkartıp sutyenini koltuğa bıraktı. Amı iyice tahrik olmuş, sularını salmaya başlamıştı. Am duvarlarından terleyen inci taneleri dar boğazı takip ederek aminin ağzına kadar geliyor, oradan dilime akıyorlardı. Amında yavaş yavaş yükselerek kıllarının bitişine geldiğim anda kafamı tutarak yukarı çıkmamı önledi.Dayanamaz hale gelmiştim. Amini yalarken pantolonumu açıp sikimi elime aldım ve otuz bir çekmeye başladım. Benim sikimi elime aldığımı görünce gülümsedi. Parmak uçlarıyla göğüs uçlarını ovalayıp hafif hafif çekiyordu, bu arada küçük çığlıklar atıyordu. Ben de otuz bir tempomla birlikte yalama hızımı da arttırmıştım, “beni takip et” dedi. Doğrularak onu takip ettim. Banyoya gelince bakışlarıyla yeniden çömelmemi istedi. Çömeldim. Arkasını bana dönerek bir ayağını küvetin yan tarafına koydu. Kafasını çevirerek “şimdi de göt deliğimi yala” diye emretti. Öyle kendinden emin konuşuyordu ki dediklerini yapmamama olanak yoktu. Hafifçe doğrularak göt deliğini yalamaya çalıştım ama dengemi kaybettim.Elimi yakalayarak küvete koymuş olduğu bacağını tutturdu. Artık rahat rahat yalayabiliyordum. Dilim göt deliğindeki her kıvrımı hissediyor, girintilere rastlayıp yukarılara çıkıyordu. Bundan fazlasıyla zevk aldığı belli oluyordu. Eliyle aminin üst tarafına dokunup hafifçe yukarı kaldırdığını hissettim. Bir titreme geçirdi ve işemeye başladı. Gümüş rengiyle sarı arasında bir fışkırtı önümden gidiyordu. Sidiğini boşaltırken göt deliği belli belirsiz açılıp kapanıyordu. Bir süre devam ettikten sonra önce kesintili bir hal aldı ve sonunda bitti. Son bir damla en uç noktaya kadar geldi, istemsiz bir hareketle dilimi uzatarak yaladım. Yeniden titredi ama daha öncekinden çok daha şiddetli bir biçimde. Geri dönerek saçlarımdan tuttu ve “ayağıma boşalmanı istiyorum” dedi. Gözlerine bakmaktan ayaklarına hiç dikkat edememiştim ve ne büyük bir hata yaptığımı o an anladım. Muhteşem güzel ayakları vardı ve o da bunun farkındaydı. Güzelce pedikür yapılıp kırmızı oje sürülmüş ayağını terliğin içinden çıkarttı ve sikime dokundurdu. Zevkten deli olmuştum. Bu orospu tam erkekleri kendine köle eden cinsten bir kadındı ve her erkek böyle bir orospunun kölesi olmak isterdi. Geldiğini anladığım anda dudaklarını ısırdım. Spermlerim sikimden fışkırmaya başlamıştı, ilk damla onun bileğine geldi. Sonra atış şiddeti azaldı ve en son damlalar parmaklarına süzüldüler.Parmaklarının arası spermlerimle dolmuş, kimi yerde tırnaklarının kırmızılığı belli belirsiz farkedilir olmuştu. Başparmağını açarak sikimi parmak arası müsade ettiğince kavramaya çalıştı ve o ıslaklıkla aşağı kadar indirdi. Parmaklarını kapadığında spermlerim yeniden toparlandılar. Ayağını hafifçe çeneme dokundurarak “sil”dedi. Havluyu alarak ayaklarını kuruladım. Yürüyerek salona gitti. Kilolunu ve eteğini giydi. Ben de toparlandım. Kapıya giderek açtı ve “Salı günü gece onda buraya gel” dedi. Kekeleyerek gelip gelemeyeceğimi bilmediğimi söyledim. Gülümseyerek kapıyı arkamdan kapattı. Köpek gibi geleceğimi çok iyi bildiğini hissettim. Günlerden henüz Cumaydı ve ben o kadar günün nasıl geçeceğini düşünemiyordum bile. Cumartesi gününü sağda solda gezinerek harcadım. Eve geldiğimde ise iki posta otuz bir çektim. Pazar günü arkadaşlarla halısahada maça gittik ama aklımda hep Salı günü vardı. Pazartesi günü güya işe çıktım. Tek bir parça eşya bile satamadan döndüm.Şirkette her zaman benim en az 3-4 iş getirdiğimi bilen arkadaşlarım bir acaiplik olduğunu farkettiler ama hiçbiri bir şey sormadı. Kafam öylesine Salı gününe takılmıştı ki neredeyse sabaha kadar uyuyamadım. Nasıl olsa işe çıksam da kafamda bu mesele varken, bir bok satamayacağımı bildiğim için öğlene kadar yattım. Kalkınca şöyle bayağı kuvvetli tarafından bir kahvaltı edip etrafı dolaştım. Öğleden sonra vakit geçirmek için sinemaya gidip iki film birden seyrettim. Sonunda saati akşamın dokuzu yapmıştım. Eve doğru yürümeye başladım. Kapının önüne geldiğimde saat 20:45di. Etrafta turladım ve 20:55de apartmandan içeri girdim.Beş dakika bitmek bilmiyordu. Kapının önünde bekliyordum. Saat tam 22:00yi gösterdiğinde kapıyı çaldım. Kapıyı açan o idi. Suna B. adını bana söylemişti ama senetleri doldururken nüfus kağıdını istemiştim. Üzerinde siyah, tek parça ipek bir elbise vardı. Onu baştan ayağa süzdüm. Bu sefer ayağında terlikleri yoktu. O güzel tırnaklar şimdi siyah renkte bir ojeyle boyanmıştı. Ellerinde de aynı renk oje vardı. Beni içeri aldı. Büyük odada loş bir ışık vardı. Odaya girdiğimde odanın ortasında yaklaşık 2 m çapında yuvarlak bir yatak olduğunu gördüm. Bana parmağıyla koltuğu gösterdi. Oturdum.O, büyük bir bardağa içki doldurarak bana verdi ve içmemi işaret etti. Tatlı bir içkiydi. Tatlı içkilerin sert olduklarını ve içlerinde şeker olduğu için diğerlerinden daha çabuk etkilediğini biliyordum. Esaslı bir yudum aldım. Karşıma geçerek bana bir sürprizi olduğunu söyledi, içerden oldukça yapılı ve en az benim kadar yakışıklı bir adam geldi. Demek Suna hanımın sürprizi buydu.Geleni takdim etti, “Halit, kocam”. Ağzım açık kaldı. Ne biçim bir bok sarmıştım merak ediyordum. Onu benim yanıma aldı ve tam karşımıza geçerek üzerindekini bir hamlede çıkardı. “Şimdi beni mutlu etmenizi istiyorum. Ben buna layığım ve siz beni mutlu etmek için elinizden gelini yapacaksınız” dedi. ilk defa o an bu kadına çok sinirlendiğimi hissettim. Kendimi herifin yerine koyuyordum. Hani göz görmeyince gönül katlanır derler ama böylesi…Kafamı çevirdiğimde onun hiç de bu durumdan rahatsızmış gibi baktığını görmedim. Aksine suratıma bakarak gülümsedi. Anlaşılan bu hıyar, bu boynuzları zaten hakediyordu.Suna yatağa uzandı. Biz de soyunarak yanına yattık. Boynunu, dudaklarını, yanaklarını, omuzlarını öpüyorduk. Sunanın ince vücudu yatakta bir yılan gibi kıvrılıyordu. Derken bizim boynuzlu alt tarafa geçti. Sunanın ayaklarını ve bacaklarını öpüyordu. Ben de göğüslerini yalamaya, emmeye başladım.Suna da boş durmuyordu. Bir eliyle benim sikimi yakalamış, diğer eliyle sevgili kocasını okşuyordu. Diri, biçimli memeleri dudaklarımın üzerinde dolaşmasıyla dikilmişti. Tehdit edici iki füze gibi tavana bakıyorlardı, iri meme başlarının birini emmeyi bırakıp diğerine geçiyordum. Suna parfüm sürünmemişti. Zaten sıcak olan havaya heyecanı da eklenince boncuk boncuk terlemeye başlamıştı. Bu kadında nasıl bir büyü vardı bilmiyorum ama ter kokusu insanı delirtecek kadar kızıştırıcıydı. Aşağı doğru inerken bir kez doğrulup sikimi ağzına aldığını hissettim. Sonra aldığı zevke engel olmasın diye bıraktı.Parmağını göt deliğime dayamış, oynuyordu. Tam kıllarının hizasına ulaştığım zaman içeri sokuverdi, birden irkildim. O ise kıkırdayarak güldü. Anlaşılan hala kendisindeydi. Kocası da aşağıdan yalayarak yanıma gelmişti. Onun bacaklarını kaldırmaya başladı. Suna neredeyse ikiye katlanmıştı. Göt deliğini yalamaya başlamıştı. Bense am deliğini yalıyordum. Nefes alış verişi ve inlemeleri farklılaşmaya başlamıştı. Dillerimiz birbirine değercesine yaklaşıyor sonra yeniden uzaklaşıyordu. Sunanın zevk köleleri gibiydik. “Yeter, yeter!.. Artık sikin beni,yaraklarınızı içimde hissetmek istiyorum dedi. Bir anlık kararsızlıktan sonra koca geçti. Suna onun sikini tutarak yavaş yavaş sokmaya başladı, ikisinin de çok zevk yüzlerinden belli oluyordu. Eliyle işaret e beni arkasına çağırdı. Kocası elini yastığına sokarak oradaki parmak şeklindeki vazelini çıkardı ve bana uzattı. Vazelini elime Eğilerek Sunanın domalmış göt deliğini sürmeye başladım. Yukarı aşağı hareketi sırasında dilim bazen kocasının sikine geliyor, üzerindeki Sunanın sıvısının tadına bakarken Vazelini göt deliğine sokarak içerde bir iki çevirdim. Elleriyle kocasının göğsünü tırmalıyor, ayak parmaklarının arasına çarşafı ısırıyordu. Tam bir dişi kediydi kahpe. Vazalinlemeyi bitirdikten sonra sikimi göt deliğine deydirdim. Kafasını geriye doğru kaykıtarak “Yavaşça gir”diye emretti. Ellerimle omuzlarından tutup güç aldım ve bütün gücümle sikimi soktum Taşaklarıma kadar girmişti o güzel götün tarcasına. Acı dolu bir feryat attı ama dur Bu onu daha da çıldırtmıştı. Kocasının üstünde dörtnala giden attaki biniciye benzer bir şekilde oturmuş, deliklerindeki yarakların yaşattığı hazla kendinden geçmişti. Saçlarını çekerek haykırmaya başladı. Titremelerine bakılırsa boşalmak üze Ağlarcasına haykırışlarla boşaldı. Bense gibi ileri geri gitmeye devam ediyordum. O istemezse boşanmayacağımı hissediyor Bir müddet kocasının üzerinde kaldıktan “hadi getirip ağzıma boşalın” dedi ve Kocasıyla birlikte siklerimizi sıvazlayarak getirmeye çalışıyorduk, iki tarafındaydık. Eliyle otuz bir çekmemize yardım etmeye başladı bir elektirik yayıyordu ki elini değdiğinde yükselmeye başladığımı hissettim. Kocası benzer bir durumdaydı. Yatağa çıkarak sikimizi iyice ağzına yaklaştırdık. Sonra spermiz yağmur gibi akmaya başladı. Benim spermlerim bol gelir, kocasınınki de farklı değildi, ağzı spermlerimizle dolmuş, dudaklarının kenarından süzülmeye başlamıştı.Yanına uzandık. Bir süre hiç konuşmadan bekledikten sonra hafifçe doğruldu kocasına dönerek “bize içki ve sigara getir Böyle iyi bir sikişten sonra hepimiz hak ettik” dedi. Üstümüze ince bir pike alarak içkilerimizi ve sigaralarımızı bitirdik. Bana döndü “sen artık git” dedi. Yataktan inerek üstümü giyinmeye başladım. Suna beni kapıya kadar geçirdi. Kapıyı açarken “seni bir daha görmek istemiyorum. Bu eve son gelişindi” dedi. Kapı arkamdan kapanırken Suna istese bile o bir daha gelmeyeceğimi anladım. O tam “dominant kadın” denilen cinsten bir kadındı. Böyleler erkeğe her boku yaptırır, sonra kirli bir mendi bi çöpe atardı. Açıkçası belki öyle ahım şahım değillerdi ama siktiğim kadınlardan memnundum. Bir daha mı böylesiyle sikişmek… Bu sözüme tövbe.
Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 003 185 800 225